Şubat 09, 2011

La sagrada familia

Mutluyum, ilk kontrattan 3 aylık maaşım cebimde. İyi para be abi! Para var ama harcamayı bilmiyorum o zamanlar. Uzaktan bakınca ucube, yakından etkileyici bu garabetin -La sagrada familia- etrafında geçiriyorum öğleden sonrayı. Aklıma geliyor, nerede bu Barcelona mağazası; hava yaparım halı saha maçında ;) Taksici dolaştırıyor biraz, 10 dakika kadar sürüyor mağazaya varmam. Yeni sezon Figo forması 85 euro. Yeni yeni yabancı memlekette bulunmanın ürkekliği var üzerimde, hava kararınca yollanıyorum limana doğru ufaktan ufaktan. Gemideyim. Süvari Bey, II.Kaptan, Çarkçıbaşı, acentacılar vurmuşlar şarabın dibine. Oturtuyorlar masaya, süvariden uzun bir "bizim gençliğimizde Barcelona" nutku dinliyorum. La sagrada familia'nın iki kulesi daha eksikmiş ilk geldiğinde bla bla bla... İçtikçe cesaret geliyor, muhabbette baydı zaten; çıkıp dışarı baksam mı İspanyol hatunlarına? Tecrübeli (!) gemicilere soruyorum, limanın yakınlarına doğru eliyle işaret ediyor şuralara git, şipşak elli euro diye. Elli euro ne ki, formaya vermişim fazlasını. Yürümeye başlıyorum limandan çıkıp, tırsa tırsa. Hafif balık etli, ay parçası bir zenci hatuna rast geliyorum. Parası iyi 30 euro diyor da nerde diye sorunca cevap ürkütücü; hemen on adım ilerdeki girintideki çalılıkların arkasında! Anlıyorum yanlış yoldayım, hemen bir taksi çeviriyorum ama adam İngilizce bilmiyor bende İspanyolca üç kelime. Neyse evrensel işaret dili devreye giriyor, anlaşıyoruz; taksinin beklemesi dahil yarım saatlik mesafedeki otelde 200 euro ama kadınlar çok güzelmiş. Şehrin biraz dışında altı bar üstü otel bir mekana geliyoruz, birer içki söylüyoruz 10'ar euro. Etrafta gerçekten çok ama çok güzel latin hatunlar dolanıyor. Saçları hiç yakışmasa da yüzü ve fiziği çok güzel kızıl bir dilberi kestiriyorum gözüme, işaret ediyorum geliyor ve şoförle birşeyler konuşuyor. İyi ama bir saatlik fiyat 300 euro oldu. Burdan boş geri dönülmez deyip kabul ediyorum kafa sallayarak. Yangın merdiveninden yukarı çıkıyoruz, dandik bir yatağın bulunduğu dandik kırmızı perdeli dandik bir odadayız. Beklentiler çok yüksek tabi; memlekette okuldan, etraftan kızlarla giriştiğimiz acemice, vasat, düz sevişmelerin ve geçen yazki -üzerinden zaman geçtikçe büyüttüğümüz- Olympos tatilinde sahilde Rus Oxana ile yaptığımız "mükemmel" seksin üzerine çıkacağız. Adının Sonya (yersen) olduğunu öğrendiğim kızıl doğrusu çok çabuk soyunuyor, hani striptiz yaparak soyunma falan?  Zaten abazanlık had safhada, 20 saniyede çırılçıplak yatakta alıyorum soluğu. Beklediğimden kötü ve sıradan bir saxo, öpüşmek yok, ardından misyoner pozisyonunda -prezervatif takma dahil- 3 dakikalık kısa bir sikiş sonucu boşalıyorum. İkinci postada daha geç gelirim diye düşünerekten sigaramı yakarken Sonya'nın giyinmeye başladığını görüyorum, şoktayım. Bu kadar mı? Evrensel işaret dili ile anlatmaya çalışıyorum derdimi; hani bir saat diye anlaşmıştık? Anlamadığım birşeyler söyleyerek kapıyı vurup çıkıyor. Hızlıca giyinip taksicinin yanına iniyorum, yarım yamalak anlaşıyoruz: "ben yanlış anlamışım, onlar bir posta demişler". Kös kös ödemeyi yapıyorum. Düşünüyorum taksinin arka koltuğunda La sagrada familia'nın önünden geçerken; ben mi Sonya'yı siktim, taksici mi beni sikti?

11 yorum:

  1. Çok ateşli bi yazı beklerken, 1 posta ile bitti, şimdi sen mi sonyayı siktin, sonya mı bizim beynimizi sikti bilemedim, devam devam denizci!

    YanıtlaSil
  2. Bari kadın olaydı, karşılığını alaydı, madem öyle!

    YanıtlaSil
  3. devamı başka limanlarda artık. belki napoli, belki istanbul'da...

    YanıtlaSil
  4. her limanda başka bi sevgili ahahah bir caroline bulup gelme, toplu halde nefretimizi kazanma sonra?

    YanıtlaSil
  5. siz erkekler bir garipsiniz. benim fuckbuddy adayı gitmiş almanyada otel odasında saat akşamın yedisinde açmış küçükbeyiyle porno izliyormus. Be adam cıksana bi yerlere gitsene

    Sen gitmişsin kaç aylık sevişmenenin ardından kendine bi fahişe bulmuş üstelik 3 dakkada boşalmışsın.

    Hiç mi club yok bar yok güzel kızları düşürebileceğin yer yok. sakın bana yok deme bak araştır bi sürü site var nerde nereye gidilir anlatan nasıl gidilire kadar gösteren

    Allasen bana bunlarla gelmeyin ya. Sabah sabah çok kızdım bak. Hadi bana ciao

    YanıtlaSil
  6. "Yeni sezon Figo forması" diyorum orda, yıl 99. daha 20 yaşında olduğum gibi yurtdışına ikinci kez çıkmışım, tecrübesiz ve çekingenim.
    ondan sonra köprünün altından çok sular aktı. artık tüm limanlarda nerede ne var, hangi clubdan kız düşürülür, hangi milletten hatunlarla zaman kaybedilmez, limanda kız tavlayıp yatağa atacak kadar zaman yoksa en iyi eskortlar nerdedir? bu konuların uzmanıyım artık. 3 dakikada boşalma meselesine gelince dediğim gibi, tecrübesiz ve abazayım o zamanlar. gelişimime örnek yakın zamandan bir tecrübe de bir önceki postta.

    YanıtlaSil
  7. "her limanda başka bi sevgili" hastayım bu kafaya :)

    YanıtlaSil
  8. Abi taksiciyle sonya işbirliği yapmış acemi(o zamanlar acemi olan) denizciyi *ikmişlerrr :)))

    Lan bari iki posta olaydıııı.

    YanıtlaSil
  9. figo neymiş yenir mi içilir mi. Bak googledan bile aratmadım zahmet edip. ben maç izlerken futbolculara bakar ay bu cocuk da ne yakışıklıymış derim. o kadar. Neyse bakalım bi önceki postuna

    YanıtlaSil
  10. figo 2000 yılında barcelona'dan ayrıldı. zamanı belirtmek için kullanmıştım.

    YanıtlaSil