Mayıs 14, 2011

Yassahhh Hemşerim!


İnternet yasakları ve özellikle 22 ağustos tarihi medyada çok yer bulmuş ben denizdeyken. Bunun üzerine İngilizce bir makale yazmayı düşündüm öncesinde fakat sonradan bunu çok kasıntı ve özenti bulduğumdan vazgeçtim. Sanki 1555 tane tane takipçim var, bunlarında 505 tanesi yabancı; nerden estiyse..  Anlayamadığım bir şey var; sanki memlekette başka yasak yok ya da sadece internet yasakları önemli! Bu ülkede kitapların, alkolün, kumarın, uyuşturucunun, siyasi partilerin, pornonun, sigaranın, politikacıların, filmlerin yasak(lı) olması neden internet yasağı kadar ses getirmedi diye merak içerisindeyim doğrusu.

Devletin yerimize karar vermesi, emniyet kemeri takmamanın para cezasına tabi olması kimseyi rahatsız etmiyor mu? Sana ne kardeşim, kemer takmama sonucu ölürsem sen mi tıkayacaksın götüme pamuğu? Tamam sigara içmeyenlere saygılı olmalıyız, pasif içicilik diye bir şey var sonuçta; ama sigara içmeyenlerin hakkını korurken benim kapalı mekanda sigara içme hakkımı kim koruyacak? Alkollü mekan ruhsatı olduğu gibi sigara içilebilen kapalı alan ruhsatı da olmalı diye düşünüyorum. Keza devlet benim kumarda kaybettiğim parayla neden bu kadar ilgili? Senelerdir yasak kumarhaneler, oynanmıyor sanmak kafanı kuma sokmaktan başka bir şey değil ki… Yok kanarya severler lokali,  yok Bartınlılar derneği bir sürü merdiven altı kumarhane dolu. Hem alacağın vergiden ol, hem de çek-senet mafyasına rant alanı oluştur ondan sonra gelsin üçüncü sayfa haberleri; kumar borcunu ödeyemeyen manav kafasından vuruldu! Belki biraz marjinal gelecek ama uyuşturucunun bile belli dozajlarda serbest bırakılması taraftarıyım. Gidin uyuşturucunun serbest olduğu Amsterdam’a da görün suç oranının düşüklüğünü. Bu meretin bağımlısı zaten kullanmıyor mu? Hiç olmazsa aşırı dozdan ölümler olacağına kontrollü serbestlik ilkesi gereğince devletin belirlediği ve kontrol ettiği dozajda, kendilerini öldürmeden kullansalar kötü mü olur? İzmirli CHP seçmeni beyaz bir Türk olarak merak ediyorum, baraj nedeniyle seçime giremeyen BDP’ nin adaylarını bağımsız olarak seçime soktuktan sonra tekrardan yasaların etrafından dolaşarak Mecliste grup kurmalarının ülkemizin yasalarının saygınlığını -ve imajını- yerle bir ettiğini düşünen bir tek ben mi varım? Yine youtube’ da Atatürk’e hakaret içeren videoların bulunması bizi neden bu kadar ilgilendiriyor? Birileri oradaki videoları izleyince benim içindeki Atatürk sevgisi azalmıyor ki. Ya da youtube kapatılınca fetocuların hepsi Atatürkçü mü oldu? Benim porno sitelere girmemi neden engellersin, belki de azgınlıkla komşu kızına tecavüz etmemi bilgisayar başında çektiğim 31 engelliyor? Başbakanı seçmek için oy kullanabilirim, silah ruhsatı alabilirim ama bira içmek için 24 yaşını doldurmam gerekiyor...

Bu kadar fazla -ve şimdi değinemediğim daha bir çok- yasak olunca insanların yasakları çiğnemesi de kolaylaşıyor çünkü doğru düzgün müeyyide de yok! Başbakan bile “Ben giriyorum, siz de girin.” diyebiliyor. Yasağı koyduysan cezasını da uygulayacaksın ki toplumun yasalara, kurallara saygısı olsun!!! Gece dışarı çıkın görün, sigara içilmeyen gece kulübü var mı ya da trafikte emniyet kemeri takmamaktan ceza alan kaç kişi duydunuz? Emniyet kemeri takmamak, dns ayarını değiştirmek, kapalı alanda sigara içmek, ehliyetsiz tekne kullanmak gibi basit kurallara uymaya uymaya alışıyor insan yasaları delmeye.  Ondan sonra bir bakıyorsun ki ters baktı diye eniştesini öldürmüş, bakkalın kızına tecavüz etmiş! Alışmış çünkü cezasız kalmış yasaklara, cinayet bile herhangi bir yasak gibi geliyor. 

Yasakların çekiciliğinden bihaber -ve her konuda yasakçı- zihniyetten kurtulacağımız günleri iple çekiyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder